Bundan 7 sene önce yüksek lisans dersim için çizgi filmler ve cinsiyet rolleri adlı makale yazmıştım. Makalenin bir bölümünde şirinler çizgi filmini ele almıştım. Özetle şirinler köyündeki herkesin bir yeteneği ve özelliği olduğu fakat Şirine' nin güzelliği ile dikkat çekmesi dışında bir özelliğinin olmamasını eleştirmiştim. Geçenlerde şirinlerin yeni filmi kayıp köyü izledim.
Film tam da bu eleştirinin odağında şirinenin kim olduğu sorusunda temelleniyor. Şirinenin kayıp köye uzanan yolculuğunu ele alıyor. Kayıp köy sadece kadınların olduğu bir köy...
Hal böyle olunca son zamanlarda feminizmden etkilenen animasyonlardan biri sanıp iştahımın açıldığını söyleyebilirim. Fikir güzel tabi ki... Şirine nin kim olduğunu öğrenme amacı ve beraberinde kadınlardan oluşan bir köy... Fakat hakkını veren bir feminizm olduğunu söyleyemem. Kayıp köydeki kızların yeteneklerine göre değil çiçek isimlerine göre adlandırılması buna örnek verilebilir. Yine kayıp köydeki en baskın ve güçlü karakterlerden biri olan Fırtına Şirin in maskülen özellikler taşıması da "iyi olanın erkeksi olması" tabusunu yıkamamış. Ve en önemlisi filmin sonunda şirine kimdir sorusunun yanıtı bir çok sey söylenip belirsiz bırakılmış. Altı doldurulmamış bir feminizm olduğu apaçık...
7 sene sonra o makaleyi revize edip yepyeni şeyler söylemek isterdim fakat sanırım bunlarla sınırlı kalır söyleyeceklerim.
İyi seyirler...