28 Mayıs 2017 Pazar

Şirinler ile feminizmin mutsuz evliliği: Kayıp Köy filmi



Bundan 7 sene önce yüksek lisans dersim için çizgi filmler ve cinsiyet rolleri adlı makale yazmıştım. Makalenin bir bölümünde şirinler çizgi filmini ele almıştım. Özetle şirinler köyündeki herkesin bir yeteneği ve özelliği olduğu fakat Şirine' nin güzelliği ile dikkat çekmesi dışında bir özelliğinin olmamasını eleştirmiştim.  Geçenlerde şirinlerin yeni filmi kayıp köyü izledim.

Film tam da bu eleştirinin odağında şirinenin kim olduğu sorusunda temelleniyor. Şirinenin kayıp köye uzanan yolculuğunu ele alıyor. Kayıp köy sadece kadınların olduğu bir köy...

Hal böyle olunca son zamanlarda feminizmden etkilenen animasyonlardan biri sanıp iştahımın açıldığını söyleyebilirim.  Fikir güzel tabi ki... Şirine nin kim olduğunu öğrenme amacı ve beraberinde kadınlardan oluşan bir köy... Fakat hakkını veren bir feminizm olduğunu söyleyemem.  Kayıp köydeki kızların yeteneklerine göre değil çiçek isimlerine göre adlandırılması buna örnek verilebilir. Yine kayıp köydeki en baskın ve güçlü karakterlerden biri olan Fırtına Şirin in maskülen özellikler taşıması da "iyi olanın erkeksi olması" tabusunu yıkamamış. Ve en önemlisi filmin sonunda şirine kimdir sorusunun yanıtı bir çok sey söylenip belirsiz bırakılmış. Altı doldurulmamış bir feminizm olduğu apaçık...
7 sene sonra o makaleyi revize edip yepyeni şeyler söylemek isterdim fakat sanırım bunlarla sınırlı kalır söyleyeceklerim.

İyi seyirler...

2 Ocak 2017 Pazartesi

11. Ankara Kitap Fuarı



2017'nin en güzel etkinliğini yılın başında ajandama ekledim. Geçen sene oldukça keyifle gittiğim ve saatlerce çıkmak bilmediğim bir fuardı. Sanırım Ocak maaşımı  ato congresium a gömerim. Kitap fuarı etkinliklerinde her sene olduğu gibi bu sene de katılımcı listesine göz attım. Benim için olmazsa olmaz Metis, İletişim, Sel ve Can gibi yayın evleri listede var. Listede onların olması başlı başına bir fuara katılma sebebi iken, fuarın kalabalık olmadığı zamanlarda sahafların tozunu yutup kurcalama yapmak diğer sebep... Bir de Emrah Serbes'in konuklar arasında olması benim için bir özel sebep :)

Aynı organizasyondan edindiğim tecrübelerden yola çıkarak fuarla ilgili şu deneyimlerimi paylaşmak isterim:

- Fuara gidilmeden önce krokiden yayın evlerinin yerinin tespit edilip gidilmesi büyük rahatlık sağlıyor. Bunun için sitede kroki vermişler. Ben şimdiden rotamı çizdim. Aksi halde kalabalıkta bir oraya bir buraya bakayım derken zamanı da verimsiz harcamış oluyoruz.

- Fuarın kalabalık olmadığı zamanları tercih etmek, kitapçılarla da sohbet etme imkanı tanıyor ki öneriler alabilmek bakımından önemli...Bu konuda sel yayıncılık çalışanları gerçekten çok iyi. Yayın evinin tüm kitaplarına hakimlerdi.

- Mümkünse yanında çanta vb. gibi hiç eşya taşımamak. Hem kitap kurcalarken hem de satın aldıktan sonra büyük rahatlık sağlıyor.

- Eğer alınacak kitap listesi yapan biriyseniz, o listeyi de cebinize atmayı unutmayın :)


İyi Gezmeler ve Okumalar....


Not: Fuarla ilgili ayrıntılar bu linkte:  http://www.eylulfuar.com/index.php?p=49