3 Şubat 2016 Çarşamba

The Revenant (Diriliş) Filmi Değerlendirme



Diriliş (The Revenant) diğer filmleri izlerken reklamlarda fragmanına hayran kaldığım filmlerden biriydi. Bu yüzden vizyona girdiği hafta hemen izledim. Bir film izlemeden önce nasıl bir beklentiyle gittiğiniz filmle ilgili yorumlarınızda çok belirleyici oluyor. Hoş bu yaşamın her alanında geçerli…Favori yazarınızın yeni bir kitabına yüksek beklentiyle başlamak, ya da sevdiğiniz birinden yüksek beklenti içerisine girmek… İşte bunların sonu hüsran olabilir. Her neyse filme döneyim… Fragman sizi bu beklentiye sokuyor ister istemez. Çünkü Leonardo DiCaprio’nun oyunculuğu buram buram ben burdayım diyor. Ve fragmanda aksiyonu oldukça yoğun yaşayacağınızı anlıyorsunuz.  

Filme efsane bir aksiyon izleyeceğim diye gittim.

Filmin Konusu Kısaca: İskoç kökenli bir avcı olan Hugh Glass (Leonardo DiCaprio) bir keşif gezisinde, bir ayının saldırısına uğrayarak ölümcül bir şekilde yaralanır. Hayatta kalma umudu çok zayıf olan Glass, arkadaşları tarafından vahşi doğada ölüme terkedilir, oğlu da öldürülür. Müthiş bir dayanma gücüyle hayatta kalmayı başaran Glass, oğlunu öldüren John Fitzgerald’dan (Tom Hardy) intikamını alabilmek için tüm Amerika’yı baştan başa dolaşmaya hazırdır. 

Başlıklar altında değerlendirmek daha doğru olur.

Senaryo: Öyküsel olarak en genel anlamda bir hayatta kalma mücadelesi anlatılıyor. Hayatta kalma mücadelesinin tema olduğu bütün filmler hele bir de aksiyonsa olursa tadından yenmez…  Hayatta kalma mücadelesini izlerken, sürekli “ben olsam bunu yapamam…yapabilirim” diye kendinizi ve doğanın zor şartlarını değerlenirirken buluyorsunuz. Bırakın gerçek hayatı bu filmde oyunculuk yapmak bile gerçekten zor olabilirdi diye düşünmeden edemiyor insan.

Aksiyon: Aksiyon beklentim daha yüksek olduğu için filmin genelinde çok fazla heyecan yaşamadım. Ama  DiCaprio’nun ayı ile olan mücadelesi gerçekten keyifli bir aksiyondu. Hatta o sahneyi izlerken, koltuk kenarına fazlaca yapıştığım ve ellerimi sıktığım doğrudur.

Görsellik: Görsellik bakımından kar manzaraları, yüksek uçurumlar enfesdi. Vahşi hayvanların olduğu sahnelerde oldukça zengindi. Görsellik senaryonun önüne sıklıkla geçiyordu. Bazen soğuktan üşüyormuş gibi bile hissedebiliyorsunuz.

Oyunculuk: Benim bu filmde en sevdiğim kısım sanırım DiCaprio’nun oyunculuğuydu. Gerçekten hakkını vermiş… Bu sefer oscarı alır diyorum.

Alıntı replikler:
“- O postlar çalıntı!
- Hayır. Bizden her seyimizi çalan sizsiniz. Her seyimizi! Topraklarımızı. Hayvanlarımızı.” (Kızılderili)”
“Rüzgarın sesini duyuyor musun baba? Annem, rüzgarla ilgili ne söylerdi, hatırlıyor musun? Rüzgar, güçlü kökleri olan bir ağacı yenemez.”
“Nefes aldığın sürece, savaş.”

Son olarak,  Diriliş’i fazla beklentiyle izlediğim için beklentimin altında bir tabloyla karşılaştım. Bu yüzden  bazen izlemeden önce filmle ilgili değerlendirmeleri okumamak ya da o muhteşem fragmanı izlememek iyi olabilir.  

İyi Seyirler…

1 yorum:

  1. Kesinlikle dogru tespitler. Aksiyon konusunda beklentinin altinda kalsada oyunculuk ve gorsellik toparlamis olayi.

    YanıtlaSil